• altay öktem'in yeni çıkan romanı. ilginç bir kapağı var. yazan kişi türk şiirinin ve fanzinlerinin üstadı olunca kendini usuldan merak ettiren bir kitap oluyor.

    tanıtım bülteninden: "daha önce hiç görmediğim babamla karşılaşınca, mecburen kendi hayatımla da yüzleşmek zorunda kaldım," diyor altay öktem. "bu kitapta anlatılanlardan dolayı hepinizden özür diliyorum. ama unutmayın: haydar bey'in hayatına giren insanlardan biri, sizin anneniz, babanız, dedeniz ya da uzak bir akrabanız olabilir. paniğe kapılmayın. sakin olun ve ipuçlarını yakalamaya çalışın."

    hatay kasap ayaklanmasından bugün adını bile hatırlamadığımız sosyalist esat adil'e, kızılcahamam ıslahevi'nden bakırköy akıl hastanesi'ne, balya'nın çınar sinemasından karaağaç ormanlarına uzanan duygusal, bir o kadar da kanlı bir macera. yolları hep kesişen, kesiştikçe yara alan insanlar… hepsinin merkezinde de maalesef haydar bey var!

    haydar bey size göre azılı bir katil ya da iflah olmaz bir sapık olabilir. aslında o, gerçek bir beyefendi. o benim babam.
  • az evvel tek solukta bitirdiğim altay öktem kitabı.
    samimiyetle söylemem gerekirse aylardır kitap okuyamayan şahsım için çok iyi bir başlangıç oldu bu kitap. temposundan hiçbir şey kaybetmeden devam etmesiyle, o gayetle kibar anlatım diliyle hele ki dünya tarihinin en mütevazı katillerinden biriyle başbaşa olmanın verdiği keyifle ara vermeden okudum bitirdim.
    spoiler vermek istemiyorum çünkü bir başlarsam sonu gelmez, çok-çok sağlam bir kurgu.
    müberra'nın gözleri halen aklımda
    okuyun, mutlak okuyun
  • "bikinimi çekmeceden çıkarıp çantama koydum. çekmecenin içinde karmakarışık duran takvim sahifelerini de alelacele çantaya tıkıştırdıktan sonra masanın üstüne son kez göz attım." diyerek başlayan güzide kitap.
  • "belki yaşım küçüktü ama bu saatte yatmam, diye itiraz etmeyecek kadar; birinin bana yeni yıkanmış, ütülenmiş, lavanta kokulu pazen pijama getirmesini ummayacak kadar; annemin eğilip üstümü örtemeyeceğinin idraki içinde olacak kadar tecrübe sahibi olmuştum hayatta. üzerimdeki kıyafetlerle girdim yatağa. kıvrıldım, battaniyeyi üstüme çektim. çekmemle birlikte, battaniyeden havalanan bir toz bulutu kapladı ortalığı. cadı arkasını döndü, gitti." der sayfa 50'de.
  • (bkz: karısı anamdı) bir diğer kitabı olacaktır. *
  • yazarının da izni ile (gerçi bu tarz mevzularda, yasa zaten buna izin vermekte, ancak ben tanış olduğumuz için ses edeyim dedim altay ağabey'e...) bu seferinde görme engelliler için ses kaydı alınarak ikinci kez okunan güzide kitap. görme engelli olmak kaydıyla boğaziçi üniversitesi getem ve istanbul üniversitesi engelsiz bilgi merkezi'nden -kayıtlarına ve arşivlerine geçildiğinde- edinilip dinlenebilecektir.
hesabın var mı? giriş yap